The Special One !!!
Kimden bahsettiğim apaçık ortada, tabi ki Jose Mourinho nam-ı diğer The Special One evet Özel Olan hem de her şeyiyle özel...
Kendi ağzından yaptığı şu yorum aslında onunla ilgili çoğu şeyi özetliyor '' Dünyanın en iyi teknik direktörü ben değilim ama benden daha iyi bir teknik direktör de yok. '' Öz güven, hırs, pratik zeka, futbol bilgisi ve diğerleri.. Tam adıyla, Jose Mario dos Santos Felix Mourinho
Hali hazırda Chelsea'de kötü günler geçiren Jose'nin bu durumdan kendisini nasıl kurtaracağı bilinmez ama bugünlere kolay gelmediğini, adım adım kariyerine başarılar ekleyerek ilerlediğini düşünürsek, her zaman olduğu gibi yine kendine has bir çıkış yolu bulup, alıştığımız üzere başarıyı yakalayacağını beklememiz saçma olmaz herhalde.Daha önce kendisinin söylediği gibi '' Eğer kolay olanı isteseydim, Porto'da kalırdım. Güzel mavi bir koltuk, Şampiyonlar Ligi kupası ve Tanrı... Sonra da ben... '' Bu adam zoru kolaya çevirmek ve başarılı olmak için yaratılmış...
Hali hazırda Chelsea'de kötü günler geçiren Jose'nin bu durumdan kendisini nasıl kurtaracağı bilinmez ama bugünlere kolay gelmediğini, adım adım kariyerine başarılar ekleyerek ilerlediğini düşünürsek, her zaman olduğu gibi yine kendine has bir çıkış yolu bulup, alıştığımız üzere başarıyı yakalayacağını beklememiz saçma olmaz herhalde.Daha önce kendisinin söylediği gibi '' Eğer kolay olanı isteseydim, Porto'da kalırdım. Güzel mavi bir koltuk, Şampiyonlar Ligi kupası ve Tanrı... Sonra da ben... '' Bu adam zoru kolaya çevirmek ve başarılı olmak için yaratılmış...
Başarısının altında yatanları daha iyi anlatmak için yazımda daha detaylı olarak; Mori'nin futbolun çizgi dışarısında kalan alanına girdiği ilk yıllardan, bahsetmek istiyorum.
Genç Jose, Portekiz 2. Liginde top koşturduğu sırada, kendisini sahanın kenarına yaklaştıracak bir başlangıç yaparak futbolun beşiği İngiltere'ye spor kursları almaya gitti. Peki bu ona yeter miydi? Tabi ki hayır sonrasında ne mi yaptı? Lizbon şehrinin en büyük takımı Sporting kulübünde aynı anda hem menajerin asistanı hem altyapı antrenörü hem de takımın gözcülük görevini üstlendi. Çalışmalarını ve öğrenimini daha yukarıya taşıması için çok beklemesi gerekmedi aslında. Çünkü çalışma alanına patron olarak İngiliz efsanesi Sir Bobby Robson geldiğinde yanına genç Jose'yi tercümanı olarak işe almak istemişti. Kim istemezdi ki hırslı bir genç düşünün; futbol oynamış, bu işin okulunu okumuş, alt yapıda gençlerle çalışmış hatta başka kulüplerin gençlerini araştırmış ve bunların hepsinin yanında da Bobby'nin ana dili olan ingilizceyi çok iyi biliyor. Jose sık sık akıl hocası olduğunu söylediği Bobby ile beraber Sporting'den sonra Porto kulübünde de tercümanı ve yardımcısı olarak çalıştıktan sonra İspanya'nın ve dünyanın en büyüklerinden biri olan Katalan devi Barçaya kadar gitmişti. Bobby'nin kulüpten ayrılmasından sonra halefi olarak gösterilen bir başka futbol dehası Van Gaal ile de burada çalışma ve eğitim görme fırsatını yakalamış oldu.
Genç Jose, Portekiz 2. Liginde top koşturduğu sırada, kendisini sahanın kenarına yaklaştıracak bir başlangıç yaparak futbolun beşiği İngiltere'ye spor kursları almaya gitti. Peki bu ona yeter miydi? Tabi ki hayır sonrasında ne mi yaptı? Lizbon şehrinin en büyük takımı Sporting kulübünde aynı anda hem menajerin asistanı hem altyapı antrenörü hem de takımın gözcülük görevini üstlendi. Çalışmalarını ve öğrenimini daha yukarıya taşıması için çok beklemesi gerekmedi aslında. Çünkü çalışma alanına patron olarak İngiliz efsanesi Sir Bobby Robson geldiğinde yanına genç Jose'yi tercümanı olarak işe almak istemişti. Kim istemezdi ki hırslı bir genç düşünün; futbol oynamış, bu işin okulunu okumuş, alt yapıda gençlerle çalışmış hatta başka kulüplerin gençlerini araştırmış ve bunların hepsinin yanında da Bobby'nin ana dili olan ingilizceyi çok iyi biliyor. Jose sık sık akıl hocası olduğunu söylediği Bobby ile beraber Sporting'den sonra Porto kulübünde de tercümanı ve yardımcısı olarak çalıştıktan sonra İspanya'nın ve dünyanın en büyüklerinden biri olan Katalan devi Barçaya kadar gitmişti. Bobby'nin kulüpten ayrılmasından sonra halefi olarak gösterilen bir başka futbol dehası Van Gaal ile de burada çalışma ve eğitim görme fırsatını yakalamış oldu.
Yazımın başında da değindiğim gibi; bugünlerde, görmeye alıştığımız Mourinho çok uzaklarda ve kapsama alanı dışında. Gazetecilere sık sık verdiği sert ve bir o kadar da zeka dolu röportajları, yerini kendisinin de inanamadığı başarısızlıkla gelen şaşkınlığa bıraktı. Kötü giden maçlar sonrasında, soyunma odasında Mourinho'ya karşı ayaklanma başlattığı söylenen Fabregas'ın böyle bir şey yaptığı kesin olarak öğrenilemeyecek olsa da karşısına alacağı kişinin Mourinho olacağı için çok olası bir ihtimal gibi görünmüyor ve spekülasyondan ileri gitmeyecektir.
Her zaman atışmayı sevdiği Arsene Wenger, Mourinho'nun bu kötü durumundan yararlanır mı bilinmez ama alışık olmadığımız üzere, aynı senaryoyu geçen sene kendisi de yaşayan Klopp gibi bir dost kazandığı da bir gerçek...
by Magician
Yorumlar
Yorum Gönder