Eğitim Sonuçları Üzerine


Bu sene yapılmış tüm sınavların sonuçları açıklandı. Öğrenci ve veliler şimdi de tercih telaşına düştüler. Tüm sistemler değiştiği için herkesin kafası karışık ve ne yapacağını bilmez durumda. Tüm öğrencilerin kendilerine göre hayalleri var. Bu hayalleri için istedikleri üniversite veya liselere gitmek için boğuşuyorlar. Fakat ortada öyle bir sistemsizlik getirdiler ki kimin hangi okula gittiği, kimin ne kadar istediği ile bağdaştığı belli değil. Binlerce öğrenci ortada kaldı. Şimdi açıklanan ise açık liseye gitmeleri yönünde, açık liseye giden öğrenciden nasıl bir başarı bekleyeceği ise ayrı bir muamma, örgün eğitim sonrasında bile sınav sonuçları liseler açısından felaket durumda iken, açık lise ile okuma yazma oranın yerlerde süründüğü bir saatli bomba yaratılıyor.
Eğitim dışarısına itilen bu gençlerin içerisinde birçok bakımından nice hayatlar yitip gidecektir. Örgün eğitim için “bu kadar da önemli mi?” diye düşünebilirsiniz. Sürekli sosyal medya da karşılaştığım söz bunu çok yalın anlatır. “elindeki çöpü çöp kutusuna kadar taşıyan kişi eğitimli kişidir.” Gibi bir sözdü, bize öğretilen matematik, kimya veya fizik gibi dersler değildir hayatın kendisi, ama bu dersler ve eğitim içindeki sosyal eğitim insanların dünyaya, doğaya bakış açılarını değiştirir. Ülkede ki en önemli sorun, hayal kurmayan, sorgulamayan bir kitle yetiştirilmesidir. Kısaca vasatlığın, görgüsüzlüğün, cehaletin yüceltildiği bir sürü yapılmak istenmektedir.
Bilinçli olarak eğitim sistemlerinin tahrip edildiğini, okuma yazma dışında, ufkunu genişletecek, sorgulayacak bir model geliştirilmediği ve var olanları da ezbere dayalı bir ezberle, not al, geç ve sonunda bir kağıt parçası al noktasına geldiğini fark etmişsinizdir.
Üniversiteler bir yüksek lise standardına indirgenmiş olarak, oradan çıkan mimarı, mühendisi, doktoru, hukukçusu v.s. hepsi yaratıcılık dışında, sadece öğrenilmiş çaresizlik içerisinde gezmektedir. Hayal gücünden yoksun olarak, temel öğrenilmiş değerler ile iç içe birlikte vasatlığın yüceliğini yaşamaktadır. Eğitim politikası bu olanların tam da istedikleri konumlara gelmiş durumdayız. İtiraz etmeyen, sorgulamayan, vasatlığın yüceliğini yaşayan ve insana değer vermeyen bir noktaya gelmek.
Her şeyin temelinde yatar, eğitim. Kadına şiddet, hayvana şiddet, tecavüz, gasp, her türlü aklınıza gelebilecek iğrençliğin içerisinde vardır. Eğitimsiz olmak, Türk toplum içerisinde öğretimi olmayan yok ama bunu bir eğitimli birey haline dönüştürme işi gerçekleştirmiyor. Din bunun için sadece bir yaldızlı kılıf, içeriğine baktığımızda bizim insanımızın kolaya kaçma, suçu başkalarında arama dürtü ve istediği ile sorumluluk almama rahatlığı ile karşılık buluyor.
Her dönem kendi iktidarını da yaratır. İktidarda olan gücün, esas dayandığı durum ise burasıdır. Vasatlığın yüceliği ve cehaletin cesaretinden kaynaklanıyor. Büyük çoğunluklar, eğitim içerisinde alamadıkları nesnel düşünme ve kendi sosyal ve kültürel çevresini kıramamasından kaynaklanan dürtü ile kendisi ile aynı mahalle de bile olsa, aynı sokakta bile olsa özgür düşünen, özgür yaşamaya çalışan ve sorgulayan sosyal çevresine hınç duyarak büyüdü, kendi ailesinde olan baskılar, vasatlığı bir silah haline getirip, tüm toplum katmanlarına dayadı. Bu nedenle şimdi önemli olan kurumların başında olan, devletin başında olanlardan sürekli olarak, eğitimli olan kesime karşı bir hınç ve öc alma işi var. Bir bakarsınız doktorları halkın önüne atmışlar. Bir bakarsınız öğretmenleri toplumun içinde rezil etmişler. Bir bakarsınız avukat, hakimlerin kararlarını tanımazlar, bir bakarsınız üniversite üyelerini azarlar, bir bakarsınız ayağı kalkmadı diye bu ülkenin yetiştirdiği askerleri içeri tıkarlar, örnekleri uzatabiliriz.
Öncelik bu vasatlığı yenmemiz gerekmektedir. Bu vasatlığı yenebilmenin temel silahı ise, öğretmek, eğitmek ve insanların sosyal hayat içerisinde birbirini anlayarak yaşamasını sağlamaktır. Tüm bireyler toplum içerisinde kendi değer yargılarını, diğer bireylerin hayatlarına müdahale edilemeyecek sınırlar içerisinde yaşamasını öğrenirse, sorunda ortadan kalkacaktır. Bu konu da birinci öncelik ise eğitim sisteminin toptan kapatılıp, yeniden dizayn edilmesinden geçer, dünya üzerindeki en büyük güç bilgi ve bilgi üretme yöntemleridir. Bilgi üretmenin temel yöntemi ise ezberlemek değil, sorgulamak, yorumlamak ve tüm dogmalardan kurtulmaktan geçer.

Yorumlar

Popüler Yayınlar