Bir Seçim Dönemi Sona Erdi

Evet Türkiye bir seçimden daha çıktı. Şimdi birçok insan kendine soruyor bu ülkenin nereye doğru gittiğini? Merak ettiklerim dışında aslında bir seçim değerlendirmesi de değil yazacaklarım. Rejim korkusu yaşan bireyin iç dünyasından kopanları paylaşmak derdim. Şöyle bir baktığımızda AKP %5o'lik bir oy oranıyla tartışmasız liderliğini ortaya koydu. Sonuçlar bize gösterdi ki bu ülkede var olan sistemin devam etmesi yönünde insanlar tercihini kullandı. Peki bu sistemden kimler fayda sağlıyordu. Toplumun her kesimi bu sistemin şöyle yada böyle içinde olduğunun altını çizdi. Yıllardır yaşananlar toplumun alt dinamiklerinin artık sadece bir algı vergi sorunu yaşadığını, bir sistem tartışması içinde olmadığını dinsel ve cemaat sorunlarının artık ortadan kalktığını ve Yirminci yüzyılın başında kurulun ve mazlum milletler rol model olan devletin tasviyesinin tamamlandığını gösteriyor.
Bir geri dönüş dönemi değildir, yaşananlar bir yeniden kurulma ve yaratma dönemidir. Biz bu açıyı kaçırdık. Mustafa Kemal'in kurduğu devlet bir tasviye sürecine başladığın anadan itibaren 2001 krizi ile yok olmuş ve ondan sonraki süreç bir yeni ülke yeni Cumhuriyet yaratma süreci olmuştur. Bir karşı devrim süreci tamamlanmış ve Tamamlanma sonrasında yeniden yapılanma ve eskiye dair olanı yok edip yada igdişleştirme süreciyle tamamlanmıştır. Yeni dönemde yaşadıklarımız artık bir varlık yokluk sorunu değil yaşanılan karşı devrim sürecinin taçlandırılması sorunundan ibarettir. Bu süreçte yapılacak olan yeni anayasa ve diğer düzenlenmeler var olan Cumhuriyetin artık kalmış tüm yapılarının da ortan kalmasını ve ortadaki cenazenin temizlenip gömülmesi sürecinden başka birşey değildir.
Bu süreçte halka kızmak veya onları basitçe aptallar ve ümmet sürüsü olarak görmenin çok ötesinde bir süreçtir. Halk açıkça yeni devrime açık desteğini ortaya koymuştur. Ulus devletin sonu olarak gördüğüm bu süreçte bir Mustafa Kemal Türkiye'sinden bahsetmek onun kurumlarını korumaya çalışmak bir maglup edebiyatı dışında başka birşey ifade etmeyecektir. Karşı devrim yaşadığımız sürecin sonunda artık net ve kesin olarak İktidarı elinde bulunduranlar devrimlerinin sonucunu elde etmişlerdir.
Halktan nefret etmek veya onların uyutulmuş olduğunu düşünmek en büyük yangılarımızdan biri olacaktır. Halk kendi düşünsel dünyası içerisinde var olan rejim kaygılarını yaşamamaktadır. Ülkede kurulan rant-cemaat-mayfa ekonomisi içerisinde kendisine verilen sus payları ( yardım paketleri kömür v.b. yardımlar) kendisini tekrar kulluk seviyesine indirme ve her dönem seçimlerde yapılan seçme değil tasdikleme durumları ortaya açıkça koymaktadırki bir dönemin bittiği ve insanların kendi sosyal çevre ve durumlarından hoşnut olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu Çerçeve düşünüldüğünde ortaya çıkan sonuç iç açıcı değil tam bir yok oluş sorunudur. Bu dönemden sonra yapılacak olanların başında bir yeniden inşaa değil yeniden kurma dönemidir. Çürümüş veya karşı devrimle ele alınmış olan tüm yapı ve sistemler korunarak veya şöyle böyle düzenlenerek yeni bir sistem oluşturulamaz. Yapılacak olan yeniden topyekün bir savaşa girmek ve yeniden kurmaktır. Bu potansiyeli sağlayacak olan insan gücü ve yapısına sahip bir ülke olarak bu karamsar tablo karşısında bir umut görülmektedir.
Tüm kurumların ve siyasi yapının içinde bunları yapabilmek için konulacak olan hedefler kısa ve orta vadeli değil uzun vadeli olmak zorundadır. Yeni yetişecek nesilden veya şuan yetişmiş olan insan gücünden bir devrimci güç yaratmak ve bu gücü revize etmeye değil yıkılanı tamir etmeye değil yeniden kurumaya yönlendirmek temel hedef olmalıdır.
Önümüzdeki süreçte tüm kurum ve kuruluşların oluşan bu devrim sürecinde yıkılıp yeniden yapılandırıldığına şahit olacağız bu durumlara şimdiden kendimizi alıştırmaya başlamamız ve kendi rejim sorunlarımızın dışında ortaya çıkan durumu iyi bir tahlil olarak bakmamız gerekmektedir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar